ÇOCUK VE YALAN
Başkalarını aldatmak, belli bir amaca ulaşmak için bilinçli olarak tasarlanmış
davranış veya sözlerdir. "O kadar gerçek gibi, yaşamış gibi anlatıyor ki,
anlattıkları karşısında nasıl davranacağımı bilemiyorum. Çünkü gerçek
olmadığını biliyorum. Ciddi anlamda yalan söylemeye başladı." gibi kaygı
ifadeleri, ebeveynlerin çocuk yetiştirirken oluşturdukları şikâyetlerdendir.
Oysaki çocuğun konuşma dönemine geçmesi ile baş gösteren ve 5- 6
yaşlarına kadar sergilenen durumlar yalan değil, sosyal bir davranıştır. Çocuk, 7
yaş öncesinde yalan söylemez. Çünkü okul öncesi dönemi çocuğunun, hayal
dünyası çok geniştir. Ve doğru- yanlış, canlı-cansız gibi kavramlar tam
anlamıyla gelişmemiştir. O nedenle çocuk, rüyayla, hayalle gerçeği bu döneme
kadar tam olarak ayırt edemez. Olmamış veya olmayacak olayları size olmuş
gibi anlatabilir. Hayali oyuncağı ile oynadığı oyunu; gerçekmiş gibi aktarabilir.
Dolayısıyla çocuğun, gerçekçilik duygusu gelişinceye kadar, davranışlarını ve
söylediklerini yalan olarak değerlendirmemek gerekir. Ancak yalan, çocuğun
gerçekle gerçek olmayanı ayrıt etmeye başlamasına rağmen devam ediyorsa,
davranış bozukluğu olarak kabul edilir.
Çocuklar Neden Yalan Söyler?
Sihirbazlık yaparak hayatını sürdüren bir adam, yaptığı numaraya herkesi
inandırmak için seyircilerin arasında bulunan bir çocuğu işaret ederek, cebinde
ne olduğunu söylemesini ister ve ekler:
— Bana bak ufaklık, beni daha önce görmüş müydün?
Çocuk gayet ciddi bir yüz ifadesiyle, başını iki yana yaslar ve:
— Hayır, Baba! diye cevap verir...
Yalan hiç kimse tarafından kabul görmeyen bir davranıştır. Ama ne yazık ki,
birçok kişi tarafından kullanılan küçük aldatmacalar da birer yalandır. Çocuğun
birincil öğrenme yöntemi taklittir ve hayatının ilk yıllarında kendine model
aldığı kişiler anne ve babasıdır. Dolayısıyla yalan; aile ortamında
gözlemlenmiş, öğrenilmiş olabilir. Bu boyutta baktığımızda çocukları yalana
yönlendiren durumlardan birisi, ebeveynlerin gerçek karşısındaki çelişkili
yaklaşımlarıdır. Örneğin, telefona çıkan çocuğa ebeveynin, " Ömer !
Telefondaki amcan ise, babam daha gelmedi de." diyerek yalana çocuğu ortak
etmesi veya " Şehir dışından misafirlerimiz geldi, o yüzden gelemedim. " deyip
çocuğun, olmayan bir şeyi olmuş gibi aktarılmasını, gözlemlemesine sebep
olmak gibi... Bu gibi ifadeler onların gözünden hiç kaçmaz. Ve çocukta, bu
durumların, çok doğal olduğu yargısı gelişir. Böylece kendi oluşturacağı
yalanlarına referans olur.
Çocuğun yaptığı bir şeyden ötürü, baskıcı bir tutumla sorguya çekilmesi onu
yalana itebilir. Bunun yanı sıra ebeveynlerin, çocuğun yapmış olduğu olumsuz
davranışlar karşısında ceza uyguluyor olmaları da sebeplerdendir. Bu süreçte de
yalanı kendini savunma aracı olarak görebilir. Yani kırdığı vazodan ötürü
cezalandırılan çocuk, daha sonra karşılaşacağı benzer durumlarda da olayı
gizlemeye çabalar.
Ebeveynlerin, çocuğa söz verip yerine getirmemesi, çocuğun yalan söyleme
sebeplerindendir. Çünkü " Karnen çok güzel olursa sana bilgisayar alacağım "
denilmesi ve daha sonra yerine getirilmemesi de bir yalandır.
Her insan takdir edilme ve kabul görmek ister. Anne-Baba çocuğu sürekli
olarak diğer çocuklarla kıyaslıyorsa, çocuk onaylanan çocuğa benzemek için
yalana başvurabilir.
Sevme-sevilme bireylerin karşılanması gereken temel ihtiyaçlarındandır.
Dolayısıyla yeterli sevgi görmeyen ya da gördüğü sevgiden emin olmayan,
çocuklar ilgi çekmek için yalan söyleyebilir.
Çocuğumuzun yalancı olmasını istemiyorsak...
• Yalan söyleme davranışını iyileştirmek, önlemekten daha zordur. Önemli
olan, çocuğu yalana itecek durumlara meydan vermemektir.
• Anne ve babalar çocuklarına model olduklarını akıldan çıkarmamalı ve
doğru model olmalıdırlar.
• Ebeveynin söyledikleri ile davranışları arasında tutarlılık olmalıdır.
• Anne ve babalar çocuklarını çok iyi tanımalı ve yapabileceğinin
üzerinde davranışlar, başaramayacağı şeyler istememelidir.
• Çocuklar, kardeşi ve çevresindeki diğer insanlar ile kıyaslanmamalıdır.
• Anne-baba çocuğa aşırı otoriter ve baskıcı bir tutumla yaklaşmamalıdır.
• Ebeveyn, çocuğu tehdit etmemelidir.
• Anne-baba söylemlerine çocuğunu ortak etmemeli " Bu yaptığımızı
annene söylemeyeceksin tamam mı oğlum" gibi..
• Çocuk istek, sıkıntı, kaygı ve endişelerini anne ve babası ile
konuşabilmelidir.
• Çocuğu dinlemek ve çözüm yollarını kendisinin bulmasına yardımcı
olmak gerekir.
• Yalan söylemekte ısrar eden çocuğa ulaşmanın yolu, kendisini yalan
söylemeye iten sorunların çözülmesine yardım etmek ve yalan
söylemeyi gereksiz kılacak bir ortam hazırlamaktır.
• Çocuğun yalanının içeriğine değil, yalan söylemesine neden olan şeye
odaklanılmalıdır.
• Çocuğunuz yalan söylediğinde ona bu söylediğinin yalan olduğunu
anladığınızı hissettirmeniz önemlidir. Anne-baba bir avcı gibi çocuğun
yalanını yakalamaya çalışmamalıdır. Bu çocuğa güvenmediğinizi gösterir
ve çocuk nasıl olsa güvenmiyor diye yalan söylemeye devam edebilir.
• Çocuğa yeterli ilgi ve sevgi gösterilmelidir.
• Çocuğun yalan söylediğini tespit ederseniz, onu bu durumla hemen
yüzleştirip yorum yapmayınız.
• Çocuğunuzun hangi durumlarda yalana başvurduğunu irdeleyiniz.
Mesela; Okul başarısında problemi mi var? Baskıcı otoriter tepkinizden
mi çekiniyor?
• Yalanın her türlüsüne karşı olduğunuzu sadece çocuğunuzu uyararak
değil, yaşayarak, örnek olarak da gösteriniz.
• Çocuk yalana başvurmadığında, dürüst davrandığında onun bu
davranışının ailesi tarafından fark edilmesi ve bu davranışının
pekiştirilmesine yardımcı olunmalıdır.
• Yalan, bazen bir patoloji (hastalık) belirtisi de olabilir. Ağır psikolojik
dengesizliklerde ya da kişilik bozukluklarında yalana rastlanabilir. Bu
durumlarda uzman yardımı alınmalıdır.
"Hiçbir miras doğruluk kadar zengin değildir." Shakespeare
Adres:
Adres Bulgurlu Mah. Sağlam Sokak No15 Üsküdar/ İSTANBUL
Telefon
02163355495